Diz protezi sonrası erken dönemi biz iki gruba ayırıyoruz. Bir hastanede yatılan dönem, ikincisi de hastaneden taburcu olduktan sonra ilk kontrolün yapılacağı ilk üç hafta. Bu iki döneminde ortak özelliği bu süre içerisinde diz ekleminin beklenen hareket açıklığına sahip olmasıdır. Peki nasıl sağlayacağız bu hareket açıklığını?
İşte bu dönemde hastanede yattığımız süre içerisinde diz hareketlerinin başlaması erken dönemde mobilizasyon ve özellikle de eve çıktıktan sonraki dönemde de fizyoterapist tarafından önerilen hareketlerin eksi eksiksiz bir şekilde yapılmasıdır. Aksi takdirde eğer erken dönemde yani ilk üç haftalık dönem içerisinde diz hareket açıklığı bizim istediğimiz derecelere ki bu dereceler en az yüz yirmi derece olmalıdır. Kazanılmadığı takdirde hastaların ameliyat sonrası süreçlerinde son derece aksamalar meydana gelecektir. Çünkü diz hareket açıklığı yani dizin yeterince bükülmesi ve dümdüz bir şekilde aşılabilmesi, hastaların fonksiyonları açısından kaçınılmaz bir gerçektir.
Şöyle ki hastaların merdiven inip çıkabilmesi için veya alçak bir yerde otururken kalkabilmeleri için Diz hareket açıklığının en az yüz yirmi derece olması gerekir. Aksi takdirde bu tür fonksiyonların yapılmasında çok büyük zorluklar çekilecektir. O nedenle diz protezi olacak hastaların erken dönemde kendilerini bekleyen en önemli süreç ve biz hekimlerin de kendilerinden beklediğimiz en önemli aşama hareket açıklığının kazanılmasıdır. Bu konuda hem fizyoterapistte hem ameliyatı yapan hekime eğer uyum içerisinde bir süreç geçiril hastaların ameliyat sonrası daha uzun dönemde memnuniyetleri kesinlikle artacaktır.